WebBilgisi Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 805 Yaş : 30 Nerden : İstanbul / Tuzla Ruh Halim : Ceza Puanı : Reklam : </br>
<script language="JavaScript" type="text/javascript">
sid=11891;channel=13009;w=125;h=125;wmid=6455;domain ="webbilgisi.eniyiforum.net";
kategori ="0";
gosterim="F";adsrv=1;arkaplan="99CCFF";
baslik="FF0000";
aciklama="000000";
kenarlik="66CCFF";
jsai="39de171ea185f0fb";</script>
<script language="JavaScript" src="http://adserver1.adtech.com.tr/ppc.js"></script> Kayıt tarihi : 07/06/08
| Konu: Ali Rıza Bey Karakteri İçimizi Yaktı Paz Haz. 29 2008, 08:21 | |
| Kanal D’de çarşamba akşamları yayımlanan "Yaprak Dökümü"nün Ali Rıza Bey'i Halil Ergün, canlandırdığı karakterin içini yaktığını söyledi. Usta aktör "Ali Rıza Bey karakteri sorumluluk isteyen bir kişilik. Romanı ilk okuduğumda içimi yakan bu şahsiyeti kusursuz yansıtmak istiyorum. Ali Rıza Bey, insanoğlunun her dönemde, her zamanda terk etmemesi gereken hasletlerinin temsilcisidir" dedi.
Kanal D’de çarşamba akşamları yayınlanan "Yaprak Dökümü"nün Ali Rıza Bey’i Halil Ergün, dizinin ikinci sezonuna başlamasından dolayı çok mutlu... Usta aktör,"Ali Rıza Bey karakteri sorumluluk isteyen bir kişilik. Romanı okuduğumda içimi yakan bu şahsiyeti kusursuz yansıtmak istiyorum" dedi
"Yaprak Dökümü" ikinci sezonuna da başarılı bir reytingle girdi. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
- Türk edebiyatının kilometre taşlarından Reşat Nuri Güntekin’e ait bu başucu romanının ekranda böylesi bir başarı kazanması, tüm ekip gibi beni de çok mutlu ediyor elbette... Öte yandan yüklediği büyük bir sorumluluk da var. Ali Rıza Bey karakteri sorumluluk isteyen bir kişilik. Romanı okuduğumda içimi yakan bu şahsiyeti kusursuz yansıtmak istiyorum. Bunun için de elimden geleni yapıyorum.
Bu arada size birçok film teklifi de geliyor...
- Bir başka projeye kollarımı sıvayacak durumda değilim. Dediğim gibi Ali Rıza Bey karakterinin altında ezilmek de var, Allah korusun. Bu yüzden diziye çok daha büyük bir ciddiyetle asılıyoruz.
Günümüzde Ali Rıza Bey’ler var mıdır, kalmış mıdır?
- Var, olmaz olur mu! Ancak dünya ve Türkiye ölçeğinde öylesine bir kültürel ve ekonomik kuşatma var ki, insanlar başka şartların esiri oluyorlar. Biraz sarssan, biraz irdelesen, insanoğlunun yüreğinin altındaki o hasletler, o erdemler ortaya çıkıverir. Dizinin başarısı da insanların bu duyguları özlemiş olmasından kaynaklanıyor.
Romandaki Ali Rıza Bey’le dizideki Ali Rıza Bey tam anlamıyla örtüşüyor mu?
- "Her şeye rağmen fazilet ve erdem galip gelmelidir" diyoruz. Bu aileyi anlatırken de, karakterleri anlatırken de hedefimiz bu. Ve romanla dizideki karakter örtüşüyor elbette.
Ali Rıza Bey’i daha önce Cüneyt Gökçer ile Kerim Afşar da canlandırmıştı. Şimdi rol sizin...
- Memduh Ün’ün çektiği, Cüneyt Gökçer’in Ali Rıza Bey’i oynadığı filmden çok etkilenmiştim. O filmi izlerken gözyaşlarına boğulmuştum. Arkasından TRT’de altı-yedi bölüm olarak ekrana gelmişti, orada da Kerim Afşar oynamıştı Ali Rıza Bey’i. "Onların etkisinden nasıl kurtulacağım?" diye düşündüm uzun uzun. Bir yandan da onların kervanına katıldığım için mutlu oldum. "Bana ait bir Ali Rıza nasıl ortaya çıkar?" diye biraz çabaladım. Şimdi bunu kamera önünde yansıtıyorum.
"Yaprak Dökümü" bir prestij dizisi, onun reyting yarışıyla ilgisi olmasa gerek...
- Elbette, bizim reytingle ilgimiz yok. İlk bölüm yayınlanırken de bunu söyledik samimiyetle. Ne var ki, halk bize sahip çıktı, reyting başarısı da geldi.
"Büyük Yalan" dizisinde oynarken, Muğla’daki çekimler sırasında rahatsızlanmıştınız. Sağlığınız şu an nasıl?
- O dizide çok kalbim kırıldı. Nedense üzdüler beni ve tansiyon hastası oldum. Şimdi haplara bağlı olarak yaşıyorum.
Size göre Türk sineması ne durumda? Başarılar gelip geçici mi?
- Benim sinemaya başladığım dönemlerde, yurtdışında kıyamet ödüller alındı. Çok prestijli filmler yapıldı. Sonra ne oldu, elde var sıfır! Bugün de var başarılı filmler ama bir türlü oturmuyor iş. Türk sinemasına saygım büyük. Çünkü sinemacılarımız Don Kişot’ça sürdürüyorlar mücadelelerini.
Ne yapılmalı sinema için?
- Devletin son derece köklü şekilde bir sinema politikası oluşturması gerekir. Bu bir kültür ve bununla yakından ilgilenilmeli, desteklenmeli. Üç-beş kuruşluk yardımlarla, fonla monla bu işler olmaz.
Siz de Kültür Bakanlığı danışmanlığı yaptınız bir dönem...
- O dönemlerde de üç-beş kuruş dağıtılırdı ve kalıcı olmazdı bu... Ben Bakan’a "Sadece üç-beş ünlü yönetmene yardım yapalım, ama adam gibi olsun, iyi filmler çıksın ortaya" dedim. Bunu göze alamadı. Çünkü polemik çıkacaktı ortaya, para almayanlar kazan kaldıracaktı.
Ekranlarda vahşi bir cenk yaşanıyor
- Ekranlarda inanılmaz bir dizi furyası var. Bu furyayı nasıl karşılıyorsunuz?
Çok üretimin olması, en iyi dizi kültürünün, en iyi oyuncuların, en iyi televizyon yönetmenlerinin ortaya çıkması için tabii ki yararlı. Üretimin olması gayet iyi. "Baba Evi" dizisini de yapmıştım ben, biliyorsunuz. O dönemde de diziler çoktu. Ama böyle bir ihtiras fırtınası yoktu. Böyle bir vahşi cenk yoktu. Herhangi bir diziyi hedeflemeden söylemek istiyorum, üretimin böylesine çok olması, biraz kalite düşüklüğüne yol açıyor. Dizi tutarsa kalıyor, tutmazsa kaldırılıyor. Dizinin tutması için de insanlar her şeyi yapıyorlar. | |
|